17 Şubat 2020 Pazartesi

CADILARIN, SİHİRBAZLARIN TOPLANDIĞINA İNANILAN ÜRKÜTÜCÜ TEPE: LYSA HORA






CADILARIN, SİHİRBAZLARIN TOPLANDIĞINA İNANILAN ÜRKÜTÜCÜ TEPE: LYSA HORA


Ukrayna’da Kıyiv (Kiev) yakınlarında yer alan “Lysa Hora” (Lisa Hora) yani “Çıplak Tepe” yahut “Çıplak Dağ”, Ukrayna halkının folklorunda önemli bir yere sahip. Çünkü Ukrayna halk inanışlarına göre bu dağda korkulu varlıkların, cadıların toplanma yeri olduğuna inanılıyor, hakkında ürkütücü efsaneler anlatılıyor.
Dnipro ve Lybid nehirlerinin birleştiği yerde bulunan bu tepe Kıyiv Kalesi Müzesi bünyesindeki bir doğa rezervi. Adını bir kısmı ağaçlarla kaplı olsa da çıplak yamaçlarından alan bu yer, Kıyiv’in Holosiiv Belediye Bölgesi’nde. Batıl inançlara inanmayan yerli halk ve turistler burayı piknik için mükemmel bir yer olarak görürken, efsanelere göre burada cadıların ve sihirbazların toplantılar düzenlediğine inanılıyor. Bu inanış özellikle ünlü yazar Nikolay Gogol’un yazılarında da belirtiliyor. Rus besteci Modest Mussorgskiy’nin (1839-1881) “Night on Bald Mountain” adlı bestesinde geçer yer de tam olarak burası.
Günümüzde bazı neopagan ve satanist grupların ayin amacıyla geldiği bilinen bu yer kimi söylencelere göre diğer tarafa açılan bir kapı olarak da nitelendiriliyor. Yine bir başka rivayete göre burada eski savaşlar esnasında yerli halkın çevredeki mağaralara canlı olarak gömüldüğüne, bu nedenle ruhlarının huzur bulamadığına inanılıyor.
“Çıplak Tepe” hakkında anlatılan bu ürkütücü söylencelerin kaynağı ne? Hangi rivayetler dile getiriliyor?

“LYSA HORA”: BÜYÜCÜLERLE VE İNTİHARLARLA ANILIYOR

Medeniyetin uzağındaki “Lysa Hora” yani “Çıplak Tepe” üzerinde sokak lambaları dahi bulunmuyor. Mayıs ayında burada hayli ilginç, geleneksel bir etkinlik gerçekleştiriliyor. Paganlar, satanistler ve kendilerini büyücü (wiccan, bir tür inanış) olarak gören gruplar, Volhvs’ların yahut Volkhv’ların (Slav inanışındaki büyücüler veya pagan rahipleri) Slav mitolojisindeki tanrı Rod’a fedakarlıkta bulundukları günler olan pagan bayramı Grudie Rosnoe’yi kutlamak için Lysa Hora’da bir araya geliyor. Yerel polisin bu toplantılardan pek hoşlanmadığı, çünkü çoğu intihar vakalarının tam olarak bu tarihlerde gerçekleştiği ifade ediliyor. Tolkien hayranlarının ve LARP (live action role playing-canlandırmalı rol yapma oyunu) tutkunlarının da buraya sık sık geldiği biliniyor.

SU PERİLERİNİN GEÇİDİ, CADILAR VADİSİ VE ÖLÜ ADAM KORUSU

Efsaneye göre dağda cadıların ve ölülerin belirli zamanlarda (pagan toplulukları için sabbath-şabat) şeytanlarla bir araya geldiği, Şeytan’ın tahtında oturarak yıl boyunca yeterince kötülük yapmayan cadıları cezalandırdığı söyleniyor. Halk inanışlarına göre Lysa Hora’da üç bölge bulunuyor. İlki Rusalka denilen Slav inanışlarındaki su perilerinin dağ geçidi olarak ifade edilen “Rusalka Geçidi” adlı yer. Bu geçidin su perilerinin yaşadığı gölün yakınında olduğu kabul ediliyor. Sabbath zamanı bir araya gelen cadıların toplandığı kabul edilen mıntıkaya da “Cadılar Vadisi” deniyor. Dağda birçok eski mezarın bulunduğu mıntıkaya ise “Ölü Adam Korusu” deniliyor.

ESKİ ZAMANLARDA PAGANLARIN İBADET YERİYDİ

Hristiyanlığın bölgede yayılmasından önce Kiev Knezliği ahalisinin pagan olduğu dönemde Lysa Hora pagan ahali için bir ibadet yeriydi. Pagan rahiplerinin tepe üzerinde zindanlar oydukları, burada kitap, kutsal eserler ve altın sakladıkları ifade ediliyor. Paganizm resmi olarak yasaklandıktan sonra, rahiplerin eski dine inananları çekmek için eski Slav ve Hristiyan inançlarını birleştirecek yeni bir İncil (gospel) ortaya çıkarmak umuduyla bu zindanlara taşındığı belirtiliyor. Onların İncil’lerinin ağızdan ağza geçtiği ve birçok Slav efsanesi ile masalına yansıdığı kabul ediliyor. Kilise bu İncil’i kanonik olmayan apokrifal (halktan gizlenmiş) bir eseri olarak gördü. Günümüzde de bölgede apokrif yazıtların yer aldığı taşlar keşfediliyor.
Yüzyıllar boyunca, bu metinleri yazanların zindanları terk ettiği ve yeraltı geçitlerini kapattığı ifade ediliyor. Onlardan sonra Hristiyan keşişlerin, kefaret ve dua etmek için Lysa Hora’yı Kıyiv Pechersk Manastırı yani Mağaralar Manastırı ile bağlayan kendi yeraltı manastırlarını inşa etmek için dağı ziyaret etmeye başladığı biliniyor.

BİNLERCE KÖYLÜNÜN KEMİKLERİ BULUNDU

Lysa Hora’daki yegane dehlizler paganlar ve keşişlerce açılmadı. Rus çarı I. Petro (Büyük Petro, 1672-1725) zamanında, dağın tepesinde şehir için bir savunma tahkimatı inşa edilmesine karar veriliyor. Dinyeper nehrinden su temin edilebilen, depo amaçlı başka yeraltı pasajları ve zindanlar barındıran Lysogorskaya Kalesi burada inşa ediliyor. Yenilgi durumunda kale, rezervuarların yardımıyla sular altında kalacak şekilde yapılıyor. Bunun yanı sıra, kale altındaki rezervuarların itaatsiz köylüleri boğmak için kullanıldığı da biliniyor, orada yaklaşık 3000 insanın kemiklerinin bulunduğu ifade ediliyor.
On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında, Lysa Hora çevresindeki bölgede, kendi halinde meyve, sebze yetiştiren ve arı yetiştiriciliği yapan keşişler yaşıyordu. 1897’de tepedeki kale silah deposu haline getirildi. 1918’de burası havaya uçunca civarındaki bölgenin büyük bir kısmı tahrip oldu. Patlamanın ardından buradaki mahzenler kapatıldı.

YÜZLERCE MAHKUMUN İDAM EDİLDİĞİ YER

Yirminci yüzyılın başlarında, kalenin aynı zamanda bir hapishane ve infaz yeri olarak kullanıldığı biliniyor. Burada 200’den fazla suçlunun idam edildiği belirtiliyor.

BÖLGEDE GÖRÜLEN PARANORMAL VAKALAR

İkinci Dünya Savaşı yıllarında, bölgedeki Alman işgali sırasında bu tepenin Tiger tankları için bir üs olarak kullanıldığı ve bazı araştırmacıların bölgede bazı paranormal (doğaüstü) olaylardan bahseden Alman askeri raporlarına rastladıkları da tepeyle ilgili söylenenlerden.
Şu an Lysa Hora, eski Slav rahiplerinin hücrelerinden terk edilmiş askeri üslere kadar çeşitli tarihi dönemlere ait mağaralardan oluşan büyük bir yeraltı kentine sahip. Tepenin derinliklerinde hazinelerin ve kitapların yanı sıra başka şeylerin de bulunduğuna inanılıyor: diğer dünyalara geçişler, doğaüstü enerjiler, eski maceracıların iskeletleri… Lysa Hora’da korkulu kalıntılara sıkça rastlanıyor. Bir seferinde kazılar sırasında arkeologlar yanmış kitaplarla, başı kesilmiş tavuk iskeletleriyle, yazıtlarla ve insan kalıntılarıyla dolu bir çukur buldukları kaydediliyor. Parapsikolojiyle uğraşanlar, tepenin üzerinde “astral dünyaya” bir geçişin olduğuna ve kötü ya da iyi olsun, herhangi bir ruhun orada her zaman görünebileceğine ve bazı doğaüstü fenomenlere (yeteneklere) sahip olan insanları şaşırtabileceğine inanıyor. Dahası Lysa Hora eskiden beri heretik olarak kabul edilen unsurlarla, paganlarla ve ölüm vakalarıyla anıla geldiğinden burada gece dolaşmanın tekin olmayacağı kabul ediliyor.
Yerel halk idamlardan doğaüstü söylencelere bu ürpertili geçmişi nedeniyle ve yaşanan intiharlar nedeniyle bölgeye temkinle yaklaşıyor.
Kaynak:
-Tripfreakz, “Lysa Hora – the myths and legends of the evil Bald Mountain, Kyiv
-Unsolved Mysteries of the World, “The Bald Mountain Lysa Hora, Ukraine
Mehmet Berk YALTIRIK / QHA Türkçe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder