GÜNEŞ TAPINAĞI ( MARDİN )
Mardin, Deyrul Zaferan Manastırı'na girdiğinizde manastırın ilk avlusunun sağ tarafında yer alan " Güneş Tapınağı. " Yapım tarihi tam olarak bilinmese de çok eskiye dayanmaktadır.
Tapınağın içinde, doğuya bakan köşesinde güneş ışınlarının girebilmesi için küçük bir pencere bulunur. Güneş ışınlarının ilk girdiği andan, güneşin kaybolduğu son zamana kadar ibadet edilirdi. Doğu penceresinin hemen sağ tarafında da sunak yer alır. Sunakta, insan ya da hayvan kurban edilirmiş.
Girişi beşik tonoz şeklinde olan tapınak, onlarca kaya birbirine sıkıştırılarak yapılmış ve kayaların aralarına hiç bir malzeme kullanılmamış. Hiç bir malzeme olmadan yapılan tapınağın üstünde binlerce tonluk manastır duruyor ve hic bir bozulma yok. Dahası bozuldukça daha da sağlamlaşıyor. Günümüz yapılarını düşünebilirsiniz.
Bir depremde tuz gibi dağılan yapıları!
Önceleri ölen başpiskoposların cesetleri bu odada bir sandalye üzerine oturtulmuş. Ölen din adamının cesedine saygıdan dolayı. Sonraları vazgeçilmiş. Pencerenin doğu tarafina bakiyor olması, o odanın önce Paganizme hizmet için ayin odası olarak yapıldığının göstergesi. Erken Nasrani dönemini hissediyorsunuz manastırda resmen.
Güneş Tapınağı
Güneş tapınağı olarak kullanılan bu karanlık odada tek bir pencere bulunur. Bu pencere doğuya bakar. Bu odada güneş ışınlarının girmesiyle kaybolması arasında geçen sürede güneşe tapan insanlar ibadet ederlermiş. Sağda bulunan kuytu bölmede ise insan ya da hayvan kurban ederlermiş. Manastırdaki inşa edilen bu yapının tarihi çok eskilere dayanıyor. En önemli özelliği de sağlamlığı. Yukarı doğru 1.5 metre uzunluğundaki ve yaklaşık bir ton ağırlığındaki taşların birbirlerini sıkıştırması yöntemiyle inşa edilmiş. Herhangi bir malzeme kullanılmadan hazırlanan tavan, V şeklinde oldukları için taşların birbirlerine yaslanmasıyla depremlere karşı zamanla daha da sağlamlaşmıştır.
Ölen kişiler sandalye ile doğu tarafına gözükürmüş.sebebi ise isanin doğadan geleceğine,ve yatar vaziyette karşılandığına saygısızlık olacağına inanilirmis
Girişi beşik tonoz şeklinde olan tapınak, onlarca kaya birbirine sıkıştırılarak yapılmış ve kayaların aralarına hiç bir malzeme kullanılmamış. Hiç bir malzeme olmadan yapılan tapınağın üstünde binlerce tonluk manastır duruyor ve hic bir bozulma yok. Dahası bozuldukça daha da sağlamlaşıyor. Günümüz yapılarını düşünebilirsiniz.
Bir depremde tuz gibi dağılan yapıları!
Önceleri ölen başpiskoposların cesetleri bu odada bir sandalye üzerine oturtulmuş. Ölen din adamının cesedine saygıdan dolayı. Sonraları vazgeçilmiş. Pencerenin doğu tarafina bakiyor olması, o odanın önce Paganizme hizmet için ayin odası olarak yapıldığının göstergesi. Erken Nasrani dönemini hissediyorsunuz manastırda resmen.
Güneş Tapınağı
Güneş tapınağı olarak kullanılan bu karanlık odada tek bir pencere bulunur. Bu pencere doğuya bakar. Bu odada güneş ışınlarının girmesiyle kaybolması arasında geçen sürede güneşe tapan insanlar ibadet ederlermiş. Sağda bulunan kuytu bölmede ise insan ya da hayvan kurban ederlermiş. Manastırdaki inşa edilen bu yapının tarihi çok eskilere dayanıyor. En önemli özelliği de sağlamlığı. Yukarı doğru 1.5 metre uzunluğundaki ve yaklaşık bir ton ağırlığındaki taşların birbirlerini sıkıştırması yöntemiyle inşa edilmiş. Herhangi bir malzeme kullanılmadan hazırlanan tavan, V şeklinde oldukları için taşların birbirlerine yaslanmasıyla depremlere karşı zamanla daha da sağlamlaşmıştır.
Ölen kişiler sandalye ile doğu tarafına gözükürmüş.sebebi ise isanin doğadan geleceğine,ve yatar vaziyette karşılandığına saygısızlık olacağına inanilirmis
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder