16 Ocak 2020 Perşembe

Etiyopya’da Aksum Krallığına Ait Kilisede Pagan İzleri





Beta Samati kasabasının bazı bölümleri, 1000 yıldan fazla bir süre boyunca- MÖ 750 civarında Aksum öncesi çağdan MS 325 ila yaklaşık 650 arasındaki erken Hıristiyanlık dönemine kadar iskan edilmişti. C: Nicole Harrower


Etiyopya’da Aksum Krallığına Ait Kilisede Pagan İzleri
Etiyopya’nın kuzeyindeki gömülü bir kasabada 4. yüzyıldan kalma, hem Hıristiyan hem de pagan eserleri barındıran bir kilise ortaya çıktı.


Buluntular, 4. yüzyılda Hıristiyanlığa ilk geçiş yapanlardan biri olan nispeten az bilinen Kuzey Afrika medeniyeti olan Aksum’un antik krallığına eşsiz bir ışık tuttu.
Arkeologlar, gömülü Beta Samati kasabasını kazarken, bazilika olarak adlandırılan Roma tarzında inşa edilmiş erken Hıristiyan kilisesini keşfettiler. Adı Etiyopya’nın Tigrinya dilinde “izleyici evi” anlamına gelen kasaba, Aksum antik kenti merkezli krallığın bir kısmını oluşturdu.
Aksum, Hindistan’a giden antik ticaret yolunda Kızıldeniz yakınlarındaki konumu sayesinde, MÖ 80’lerden MS 825’e kadar bölgesel bir güçtü ve İmparatorluk Roma’nın ticaret ortağıydı. Ancak adı bugün çoğu insan tarafından bilinmiyor.
Arkeolog Michael Harrower, “Yaptığımız şeylerden biri bunu değiştirmeye çalışmak.” diyor.
Harrower, “İnsanlar Antik Mısır’ı, Antik Yunanistan’ı ve Roma’yı kapsamlı bir biçimde tanıyorlar… ama bilmedikleri şey Aksum uygarlığının antik dünyanın en güçlü  ve gerçekten de en eski medeniyetlerden biri olduğu.” diyor.
Beta Samati kasabasının bazı bölümleri, 1000 yıldan fazla bir süre boyunca- MÖ 750 civarında Aksum öncesi çağdan MS 325 ila yaklaşık 650 arasındaki erken Hıristiyanlık dönemine kadar iskan edilmişti. C: Nicole Harrower
1906’daki araştırmalar sırasında, bilim insanları Aksum Krallığındaki arkeolojik alanları araştırmışlardı, ancak Etiyopya’nın 1970’lerin ortasından itibaren 16 yıllık bir iç savaş da dahil olmak üzere karışık siyaseti, o zamandan beri arkeolojik araştırmaların düzensiz ilerlemesine neden oldu.
Antik İmparatorluk
Yeni çalışmada, Harrower ve meslektaşları gömülü antik binaların oluşturduğu yüksek bir höyüğü kazdılar. İnsanların Beta Samati’de, Aksum öncesi dönem olarak bilinen MÖ 750 yıllarından, krallığın gizemli bir düşüşe başladığı MS 650’ye kadar varlığını sürdürdüğünü buldular.
Bu durum, yerleşimin pagan dönemleri süresince, Hıristiyanlık dönemi boyunca ve yakındaki İslami krallıkların başlangıcına kadar var olduğunu gösteriyor.
Bu höyükteki önemli bir keşif, 323’te İmparator Konstantin’in emriyle Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğu’na yayıldığı sırada Hıristiyanlığa geçen Aksum krallığı’nda inşa edildiği düşünülen eski bir kilise.
Bazilikada bulunan bu altın yüzük, yarı değerli akik taşına işlenmiş. Yüzük antik Roma tarzında olmasına rağmen, bir boğa başı ve üzüm asmasının oyulmuş tasarımı Aksum stili. C: Ioana Dumitru
Harrower, “Bulduğumuz bazilika oldukça önemli. Bilinen diğer 4. yüzyıl bazilikaları var, ancak çoğu uzun zaman önce keşfedildi ve bazılarında çok fazla eser veya bilgi bulunamadı.” diyor.
Buna karşılık, Beta Samati’deki erken kilise, Hıristiyan dini eserleri, bronz sikkeleri, kil figürinleri ve ithal şarap veya zeytinyağı depolamak için kullanılan büyük amforaları kapsayan eski bir hazineye sahip.
“Bu size bu bazilikayı kullanan herkesin ithal lüks ticaret mallarına erişiminin bulunduğunu ve antik dünya ve ticaret ağlarıyla oldukça ilintili olduğunu söylüyor.”
Harrower, “Bazı antik bronz sikkeler bazilikanın yaşını doğruladı. Bu, Aksum’un 4. yüzyıl kralı Ezana’nın hükümdarlığının erken yıllarından kalma bir sikkeydi. Güney Arap tanrısı Almaqah’ın sembolik bir hilal ayı ile süslenmiş.” diyor. 
Ancak Ezana’nın, MS 325’te krallığı Hıristiyanlığa döndürmesinden sonra basılan sikkeler, bir Hıristiyanlık haçı ile süslenmişti.
Hazine
Harrower, diğer eserlerin hem bazilikanın Hristiyan amacını, hem de henüz sonlanmamış pagan etkilerinin ne olabileceğini ortaya koyduğunu söylüyor.
En çarpıcı buluntulardan biri, bir Hıristiyanlık haçı ve antik Etiyopya’nın Ge’ez yazısında geçen “kutsal” özlü sözü ile süslenmiş siyah bir taş kolye. “Bu boynuna asabileceğin büyüklükte. Belki de bir rahip bunu kullanıyordu.”
Kilisede bir dizi bronz ve gümüş sikke de ortaya çıkarıldı.
Pişmiş toprak sığır figürlerinden ve boğa başlarından oluşan diğer bazı eserler, Beta Samati’nin daha önceki pagan ibadetinin kanıtı olabilir.
“Muhtemelen insanların tüm ritüel ve dini yaşamının, Hıristiyanlığa karıştığı bir dönem vardı. Bu tür bulgular bu anlamda gerçekten ilginç.”
Beta Samati’de bulunan en değerli eserlerden biri olan yarı değerli akik taşı ile işlenmiş altın bir yüzük de yerli ve yabancı fikirlerin bir karışımını ortaya koyuyor.
Yüzük tasarımı Roma tekniklerinin etkisini gösterirken, bir boğa başı ve üzüm asmaları Aksum stili. “Akdeniz’den bazı fikirleri kullanıyorlar, ancak farklı bir yöntemle, benzersiz Afrika tarzına çeviriyorlar.”
Harrower ve meslektaşları yakında Beta Samati’deki kazılara dönmeyi planlıyorlar ve bölgenin, kendi çalışmaları ile daha iyi tanınacağını umuyorlar.



Tom Metcalfe. 10 Aralık 2019.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder