22 Ocak 2020 Çarşamba

Yaşemiko Aşemez'in Doğuşu


Yaşemiko Aşemez'in Doğuşu



Yaşemiko Aşemez'in Doğuşu

Nart Yaşe adlı iyi bir adam vardı. Yiğitti, geniş toprakları vardı, toprağının sınırları uzaklara değin uzuyordu. Altı oğlu vardı. Nart Yaşe'nin arazisi, Nart Tleguç-jak'e'nin (Лъэгуцу-жак1э) arazisi ile sınırdaştı.

Nart Yaşe'nin toprağında büyük bir ceviz ağacı vardı, ağacın altında bin koyun gölgelenebiliyordu. Tleguç-jak'e’nin bunda gözü kaldı.

- Bu ağaç senin arazinde değil, benim arazimde olmalı, diyerek Nart Yaşe'ye sataştı.
- Bu ağaç benim arazimde,rahatsız etme beni, diyerek Tleguç-jak'e'ye karşı koydu Yaşe.
- Bu arazi,üstündeki ağaçla birlikte sadece benim olacak, diyerek Nart Yaşe'nin üzerine yürüdü Tleguç-jak’e ama Yaşe bunu kabul etmedi.

Birbirlerine düşman oldular. Her gün birbirlerine ok atmayı kararlaştırdılar. Her gün birbirlerine otuz kırk kadar ok atmaya başladılar.

Üç gün boyunca çarpıştılar. Tleguç-jak'e'ye ok işlemiyordu, Yaşe'ye ise işliyordu. Sonunda Tleguç-jak'e, Nart Yaşe'yi öldürdü. Tleguç-jak'e, Nart Yaşe'nin atını yakalamak istedi ama at buna fırsat vermedi, eve geri döndü.

Yaşe'nin karısı atın binicisiz döndüğünü görünce çocuklarına seslendi.

- Bugün sizin uğursuz bir gün, bir yas günüdür çocuklarım, babanız Tha’nın (Tanrı'nın) tokadını yedi, babanızın atı eğeri boş geri döndü, demişti çocuklarına.

Çocuklar silah kuşanıp atlarına bindiler, babalarını almaya gittiler. Çocuklar gittiklerinde Tleguç-jak'e henüz ayrılmamıştı oradan, bir yere oturmuş dinleniyordu.

- Ne suçu vardı ki babamızı öldürdün, diyerek sert çıktılar çocuklar.
- Sizi de öldürürüm, diyerek öfkeli öfkeli yürüdü çocukların üzerine, altısını da öldürdü.
- Artık rahatladım, diyerek evine döndü Tleguç-jak'e.

Cenazeler alınıp toprağa verildiler.

Yaşe'nin karısı hamileydi, bir süre sonra bir oğlan çocuğu oldu. Çocuğa "Yaşem yıko Aşemez" (Ящэм ыкъо lащэмэз) adı verildi.

Not: Bu Bjedugh teksti 1868'de Adigey'in Askalay köyünde doğan Tsırğo Set'ten 4 Kasım 1940'da Adige yazarı Tlevsten Yusıf derlemiştir. Tsırğo Set Derleyen: Tlevsten Yusıf Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

Yaşemiko Aşemez

Aşemez adı, sert, kılıç gibi keskin birinin adı olarak Nart destanında yer alır. Bu nedenle Aşemez’in ikinci adı da "Keteven"(Кетэон) ("Чэтэон"), "Kılıçla Vuran"dır. Bu da onun bu sert yönünü dile getirir.

Bununla birlikte şarkıcı ve öykücülerin yazdırdıkları tekstlere göre,Yaşemıko Aşemez müziği (şarkıyı) seven, kavalı, flütü (sırın) ilk bulan kişidir.

Yaşemıko Aşemez'e ilişkin öykü (хъишъэ), şarkı (vered) ve türküler (pşınatl) Adigey, Kıyıboyu Shapsughya ve Kabardey'de söylenir,ama Aşemez'i en çok seven ve şarkılarını en çok söyleyen topluluk da Shapsughlardır. Nart'ın adı da "Shapsugh sözcük kuruluşuna" uygun düşecek biçimde düzenlenmiştir. "Aşe mez (Aşemez-"aşe el"-"vahşi silah" ya da "aşe phaş-sert silah") gibi anlamlar verir (*).

Hatehuşoko Kazi,Nart Aşemez'e ilişkin bir teksti 19.yüzyılda Tiflis'te bastırmıştır ("Сборник материалов для описания месностей и племен Кавказа",выпсук XII,1891); bir Aşemez türküsü de (pşınatl) A.N.Dyaçkov tarafından daha geç bir tarihte Gürcistan’da yayınlanmıştır («Записки Кавказского отдела Импараторского Русского Географического общества»,выпуск,XXII,Тифлис,1902). Bu son 20-30 yıl içinde de Aşemez’e ilişkin tekstler Maykop, Nalçik ve Moskova’da birçok kez basılmıştır. Adigeler bu Nart adını değişik biçimlerde söylerler: ”Aşemez”,”Aşermez” ve “Aşmez” gibi.
Asker Hadeğal
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız
Kaynak: Нартхэр адыгэ эпос, Maykop, 1971, cilt VI, s.317.
(*) A.M.Gadagatl,Героический эпос «Нарты» и его генезис, Краснодар, 1967, стр.203-204.

Nartların Yokoluşu

Aslambeç K'eş (Aслъэмбэч К1эщ1) adlı bir Adige avcısı Teberda ırmağı* boyunda yürürken,ileride arabasını sürmekte zorlanan bir Nart yaşlısını gördü. Nart koşulu atını dizginleyemiyordu. Nart kızdı ve arabayı sırtına vurup gelmeye başladı.

Aslambeç K’eş, Nart’ı görür görmez korktu ve kendisini Nart’ın atının daha önce açmış olduğu bir çukurun içine attı.
Nart yaşlısı (Нартыжъ) yaklaşınca çukurun içindeki Aslambeç K’eş’i gördü ve duraklayıp önce onu şöylesine bir süzdü.
Yaşlı Nart, ”Vay,vay,vay…ne denli de küçücük biri bu,ne denli de çirkinmiş,bunlar toprağımızda türemiş olduklarına göre, sonumuz geldi demektir, tüh, tüh, seni çirkin seni!” diyerek yoluna devam etti.
O günden başlayarak Nartların sonu gelmiş oldu.

Not:Bu Kabardey tekstini Şercesya’nın (KÇC) İncıcışho (Инджыджышхо) köyünde 1884 yılında doğmuş olan Mırzebeç Verdeko’dan (Ордэкъо Мырзэбэч) 22 Şubat 1962’de yazıya aktaranlar Sekiy Nurdin ile Asker Hadeğal.Orijinali Adige Bilimsel Araştırma Enstitüsü arşivindedir.

Çeviri:Hapi Cevdet Yıldız

*Teberda ırmağı (Тэбэрды псыхъо)-Şercesya’da (Karaçay-Çerkesya’da) Kuban ırmağına dökülen bir akarsu.

Nart Yerişe Haf'enin Ölümü

Verzemeg oğlu Yerışeko, henüz bir bebek iken babasını yitirmişti, kendisini Setenay guaşe büyüttü. Setenay guaşenin yedi erkek kardeşi vardı.

Onlar kendisinden yedi günlük uzakta bir yerde yaşıyorlardı. Kardeşlerin yanında tek kız kardeşleri Akonde dah’e (Акондэ-Дахэ) de bulunuyordu.
Nart Yerışeko, biraz büyüyüp ayağı üzengiye ulaşan bir delikanlı olunca, Setenay-guaşe çocuğa babasının elbiselerini ve atını verdi:

- Şimdi kardeşlerimin yanına gidebilir, orada kalabilirsin, diyerek koyverdi çocuğu. Ancak dikkatli ol, kardeşlerimin her biri sert birer kişidir, karşı gelip de kızdırmaya kalkışma onları, diyerek uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi.

Yerışeko yola koyuldu ve yedi günde Setenay guaşenin kardeşlerinin yanına vardı.

Karşılandı. Görünümüyle onun Verzemeg’in oğlu olduğunu anlamışlardı. Kız kardeşlerinin büyüttüğü bir çocuk olduğunu bildiklerinden kendisini sevinerek karşılamışlardı.

Delikanlı giderek, mertliği, dürüstlüğü ve yeteneği ile dayılarını geride bırakmaya başlayınca:
- Bu böyle olmaz, bunun yanında saygınlık diye bir şeyimiz kalmayacak.

Bunu geldiği yere geri gönderelim, dediler dayıları.

Bir bahane uydurup artık Setenay guaşenin yanına dönmesi gerektiğini söylediler:
- Yerışeko –h’af, bu gece kız kardeşimiz rüyamıza girdi, seni çok özlemiş olmalı, dediler. Oyalanmadan yanına bir gitsen iyi olacak…
- Peki, gideyim, dedi Yerışeko da. Ancak yalnız gidemem. Akuande’yi de birlikte götürüp gideyim.

Dayıların Yerışeko’yu kararından döndürecek güçleri yoktu.

Kızın durumunu anlattılar:
- Kız sözlü, avıj’ı (1эуж;söz yüzüğü) alınmış durumda. Bugün yarın Ğerışeko’nun (Гъэрыщэкъо) gelinalma alayının gelmesini bekliyoruz, dediler.

Yerışeko-h’afe bildiğinden geri kalmadı, kızı atına aldı ve üzerine de bir örtü örtüp “Hoşça kalın!” diyerek ayrıldı. Altı gün yol aldı.

Yoluna devam ederken, Ğerışeko’nun gelinalma alayı ile karşılaştı.
- Hayırlı yolculuklar, dedi Yerışeko-h’afe. Kimin için gidiyorsunuz, diye sordu.

Akonde dah’e için gittiklerini söyledi Ğerışeko.
- Öyleyse dönün geriye, dedi. Akonde dah’e artık evinde değil.

Ğerışeko, Yeşerıko-h’afe’nin sözünü ciddiye almak istemeyince:
- Kızın yüzüğünü görürsen tanır mısın, diye sordu.
- Tanırım, dedi öteki de.

Kızın bir elini örtünün altından çıkarıp parmağındaki yüzüğü gösterdi.
- Kuvoğuibl (кууогъуибл;yedi ses mesafesi) uzakta bulunsam da tanırım yüzüğü, dedi Ğerışeko. Evet, aynen dediğin gibi!
- Öyleyse birbirimizi çiğneyip geçemeyiz, kim kazanırsa kızı o alsın, dedi Yerışeko.

Çarpışmaya başladılar, üç gün üç gece boğuştular, üst başları dökülene değin didiştiler.

Bu arada giderek de Setenay guaşenin evine yaklaşmış oldular. Setenay guaşe de onları gördü. Her ikisinin de birbirini öldürecek gücü kalmamıştı. Bunu gören Setenay guaşe, üçünün de taşa dönüşmesi için Tha’ya (Тхьэ, Tanrı) yalvardı. Yerışeko-h’afe, Ğerışeko ve Akonde dah’e taşa dönüştüler.

Dağa çıkanların hala onları görebildiği anlatılır.

Her üçü de taşa dönüşerek yok olmuştu.

Setenay guaşenin kendi doğurmadığı bu oğlu üzerine düzenlenen ğıbzeler (ağıt) akşamları evlerin haç’eşlerinde (konuk evi) söylenirdi, bu ağıtları çok kez dinlemişliğim vardır:

Küçücüktün geldiğinde bana
Okşayıp dururdum saçlarını,
A benim Yerışekom, diyordu (Setenay guaşe)
Ne diye gönderdim seni (kardeşlerimin yanına),
Ne diye öyle kötü bir duruma düştün,
A benim Yerışekom, diyordu,
Akonde uğruna canından oldun,
Soysuz sopsuz bıraktın beni,
A benim Yerışekom, diyordu.

Setenay guaşe, başına gelen bu felakete yerinerek, üvey oğlunun taşa dönüşmüş heykelinin yanında ağlayıp kendinden geçti, son teline değin saçını başını yoldu, ardından da, o yerde can verdi diye anlatırlar.

(*) Bu Bjedugh teksti 1884 yılında Adigey’in Veçepşıy köyünde doğan İsmail Kuşü (Кушъу Исмахьил) tarafından, 10 Ekim 1948’de Asker Hadeğal’a yazdırıldı. -HCY
İsmail Kuşü
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

Nartlar-Karaçay-Malkar Mitolojisinin Destan Kahramanları

Nartlar-Karaçay-Malkar Mitolojisinin Destan KahramanlarıUfuk Tavkul tarafından hazırlanan "Nartlar-Karaçay-Malkar Mitolojisinin Destan Kahramanları" isimli kitap Türk Dil Kurumu Yayınları arasında çıktı. Kitabın tanıtım bülteninde yer alan bilgiler şöyle: Karadeniz ile Hazar Denizi arasında 1.100 kilometre boyunca bir duvar gibi uzanan sarp ve yüksek Kafkas Dağları, tarihten günümüze pek çok kavim, millet ve halka ev sahipliği








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder