21 Haziran 2020 Pazar

KELİLE VE DİMNE


Fotoğraf açıklaması yok.


KELİLE VE DİMNE

Eser Arapçalaşmış adını, ana kaynağını oluşturan ve muhtemelen III. yüzyılda Hint hükümdarlarından birinin oğullarını eğitmekle görevlendirdiği bir Vişnu rahibi tarafından şehzadeler için hazırlanan Pançatantra (beş düşündürücü nasihat kitabı) adlı eserdeki iki çakal kardeşten (Karataka ve Damanaka, Pehlevî dilinde Kelîleg ve Demneg) alır. Sâsânî Kisrâsı Hüsrev I. Enûşirvân zamanında (531-579) tabip Bürzûye’nin (Berzûye) Pançatantra ile birkaç Sanskritçe kaynaktan daha yararlanarak Pehlevî dilinde tercüme ve telif suretiyle meydana getirdiği eseri İbnü’l-Mukaffa‘ (ö. 142/759) bazı katkılarda bulunarak Arapça’ya çevirmiştir. Belli başlı dünya dillerine yapılan Kelîle ve Dimne çevirilerinin hemen tamamı İbnü’l-Mukaffa‘ın metnine dayanmaktadır.


Behramşahi‟nin Kelile ve Dimne‟sinde hekim Berzeveyh kısmı.

“ …dünya lezzetlerinin sahip olduğu vahametlerden dolayı akıbet kolay olmaz. Her ayine için küçük bir acının çok tatlı meyveleri olabilir ve bu tatlılıktan sonra az bir sıkıntı ve acı ortaya çıkabilir. Eğer bir kimseye yüz yıl boyunca azap çekeceği ve her gün için günde on defa vücudundan bazı organların koparılacağına bunun sonucunda da ebedi kurtuluşa ereceği söylense bu sıkıntıları kabul etmesi gerekir. Bu zaman zarfında sonsuzluk nimeti ümidiyle bu sıkıntılar kendisine az bir zaman olarak gelir. O halde kiĢi eziyeti pek az olup peşinden birçok hayır getirecek aklın hükümlerine itaat ve ibadetlerin sıkıntılarına tahammül göstereceği kısa bir süreye sabır etmekten nasıl kaçınabilir. Bu yüzden bunu güç bir iş ve büyük bir zafer olarak saymak gerekir. Etrafımızdaki âlemin bela ve musibetlerle dolu olduğunu görmemiz gerekir. İnsan ana rahminde bir nutfe olduğu andan, hayatının sonuna kadar bela ve musibetlerden bir an olsun kurtulamaz. Tıp kitaplarında âdemoğlunun asıl yaratılış nutfesi olan suyun ana rahmine düştükten sonra kadının suyu ile birleĢince keskin ve karanlık bir şekil aldığı yazılmıştır. Sonra onda bir hareketlenme peyda olarak bu sıvı peynir haline gelir.

Bunun ardından da kesif ve katı bir yoğurt şekline gelir. Bu aşamadan sonra çocuğun uzuvları artık belirgin hale gelmeye başlar. Çocuk erkek ise yüzü annesinin sırtı istikametine dönük olur. Çocuk eğer kız ise yüzü annesinin karnı istikametine dönük olur. Ellerini alnının üzerinde ve çenesini de dizlerinin üzerinde tutar. Etrafı öyle çevrilidir ki sanki bir keseyi andırır. Zoraki bir şekilde nefes alır. Annesinin sıcak ve ağır karnı içerisinde sıkıntı çekmekte ve her türlü darlık ve karanlık içindedir. izah etmeye gerek olmadığı gibi bu zamanını orda doldurması rengini tamamlaması ve doğum sürecini orada geçirmesi içindir. Doğum sırasında çocukta bir hareketlenme ortaya çıkar. Böylece başını dışarı çıkarmak için uzatır. Anne karnından çıkarken tarifi mümkün olmayan büyük bir sıkıntı çekerek dünyaya gelir.

Kelîle ve Dimne’den minyatürlü bir sayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder