7 Haziran 2020 Pazar

İnsanlar arasında da fena etki yapan kimseler bulunuyor ki, bunlara "cadı" deniyor. Onlar yaptıkları büyülerle insanların ağızlarını dillerini bağlarlar.



İnsanlar arasında da fena etki yapan kimseler bulunuyor ki, bunlara "cadı" deniyor. Onlar yaptıkları büyülerle insanların ağızlarını dillerini bağlarlar. 
Yiyecek ve içeceklerini bozarlar, insanları birbirine düşman ederler. Fakat böyle büyüler devlet ve mabet tarafından yasaklanmıştır.
 Haınmurabi (Ch&2), Asur (&47) kanunlarında kötülük için büyü yapanlar kanıtlanınca öldürülür

Bu kimseler zararlı cinleri kullanıyorlar. Bu cinlerin bazı metinlerde nasıl göründükleri yazılmış. Bunlar insan vücutlu panter, aslan, köpek, keçi, yırtıcı kuş, yılan başlı oluyorlarmış


Büyücülerin ve sanatın yüce tanrısı Enki/EA idi. Aynı zamanda falcıların ve sihirbazlarında başıydı. Enki'nin oturduğu yer Eridu şehriydi. Daha sonraları Babil güçlenip, özellikle Kral Hammurabi
zamanında bütün ülke eline geçince Babilliler, tanrı Enki'nin oğlu olarak Marduk tanrısını yücelttiler ve o babasının özelliğini alarak falcılığı ve büyücülüğü Babil'e getirdi ve böylece  
Babil bunların merkezi oldu.

    Büyüde İlginç Sembolik İşlemler 
Sihir önce tanrıya, fena cinlerden kurtarması için yakarmayla başlıyor. Sihir yaparken kullanılacak malzemeler şunlar: Dinsel te  mizlik için su, çeşitli içkiler, ilaç ve merhemler, zift, sedir çubuğu,
tamarisk dalı, meşale, tütsü kabı, temizlik gereci, çeşitli müzik aletleri, güçlü bakır, büyü ipleri, muskalar, tanrı ve cin resimleri yapılmış toprak levhacıklar, insan ve hayvan figürleri (Bunlara Amulet deniyor, bir tür muska). Zift ve alçı ile evinin kapısı sıvanır. Okunmuş su yatağın etrafına serpilir, amuletler eve veya şahsa takılır veya kapının altına konulur. Bu tür muskalar çok önemlidir, tanrılar bile muska kullanır.



Sembolik işlemler de çok ilginç. Fena cini yok etmek için onun yerine başka bir şey yok ediliyor. Hasta yerine bir keçi veya domuz yavrusu konuyor. Onun başı hastanın başı, vücudu hastanın vücudu
oluyor. Hayvan kesiliyor, hastanın neresi ağrıyorsa oraya ait parça o bölgenin üzerine konuyor. Böylece hastaya gelen cinler o parçaların üzerine geçiyormuş. Bir de hamurdan veya çamurdan hastanın figü­rü yapılıyor. Bahçe çamurundan yapılırsa daha etkili oluyor. Bunlar nasıl titretiliyor, parçalatılıyorsa hastalık cinleri de öyle olsun deniyor. Hastalığı uzaklaştırmak için diğer bir işlem de, bir ipi bağlayıp çözüyor, bir soğanı soyuyor. Bunları yaparken "bu soğan nasıl soyuluyor, ip nasıl çözülüyorsa fena cinlerde yok olsun" deniyor. Bu büyüler evde, bahçede veya nehir kenarında bir kamış kulü­ bede yapılıyor. Bu yapılan işlemlerin gereğine göre olmaması  
bü­yünün tutmamasına neden oluyor


Büyüye ait yazılı belge pek çok. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu çok eskiden başlamış, eski Babil çağında, Akadca ve Sumerce yazılmış bir çok sihir metinleri bulundu. Bu konuyla insanlar gittikçe daha çok ilgilenmişler ve büyü insanın doğumundan ölü­müne kadar önemli bir yer tutmuş. Öyle ki her fırsatta büyüye baş­ vurmuşlar. Bir çocuğu, doğar doğmaz Labartu adlı cinin zararlarından korumak için yapılan büyülerden tutun da, bir sevgilinin sevgisini kazanmak, iktidarsızlığı gidermek, yeni yapılan bir binanın yı­kılmasını önlemek gibi her tür olay büyüye başvurulmasına neden
olmuştur



Yeni Asur çağındaki kitaplıklarda bu tür eserler önemli yer tutmuştur. Bu eserlere ait kataloglarda bunlar ya ilk satırlarına, ya da son satırlarına göre isimlendirilmişlerdir. Bu katalog isimlerine örnek olarak "tuğla tanrısı, evin temeline konmak için" , "ağız temizlenmesi" , "okyanusların sözü", "gece erkekçiliği, gece kadıncılığı", "büyü bozmak" , "fena rüyayı iyiye çevirmek", "erkeklik gücünü
artırmak" , "bir çocuğu sakinleştirmek", "bulaşıcı hastalıkları uzaklaştırmak" , "mahkeme ve cezadan kurtarmak", "nazardan ve fena dilden korumak" gibi başlıklar verilebilir



Büyüyü bozma metinlerinde birçok anlam verilemeyen kelimeler kullanılmıştır.  Bir hastalığı uzaklaştırmak için yapılan bir büyü: Bir beyaz ke­çiyi al. Onu hastanın yanına koy, kalbini çıkar, hastanın eline koy.Eridu'nun sihrini uygula. Keçinin kalbinden yapılan hamur yeme­ğini hastaya yedirerek, onu günahından arındır. Tütsü kabını dışarıçıkar, yolun kenarına koy. Bu kimsenin hamur ile kopyasını yap.Eridu'nun sihrini uygula: "Fena utukku, fena alu, labartu, labaşu, insanın vücudundaki ağır namartu, fena ölü ruhu dışarı çıksın! Ve saygın utukku, saygın koruyucu tanrı içeri girsin! Kalp hastalığı, karın ağrısı, baş ağrısı, diş ağrısı yok olsun! Bunda aynca kurban da var: Keçi veya domuz yavrusunu al. Onu hastanın başına koy. Bunun kanını hastanın yatağının etrafına serp. Organlarını parçala. Hastanın üzerine yay. Hastayı okyanusun kutsanmış suyuyla temizle. İki kere yedi kül ekmeğini, giriş kapısına koy ve domuz yavrusunun etini hastanın eti yerine, kanını hastanın kanı yerine ver ve cinler onu alsın. Domuz yavrusu hastanın özdeşi olsun. Fena cinler uzaklaşsın iyi cinler gelsin.

Bazı cinler var ki onlar insanların, hayvanların özellikle çocukların kanını emiyor. Bu cinleri uzaklaştırmak için yalnız büyüler değil ilaçlar yapılıyor, üzerinde cin resimleri bulunan muskalar veriliyor.  Hastalığın sebepleri yalnız cinler ve cadılar değil, tekin olmayan bir yatakta yatmak, tekin olmayan bir sandalyede oturmak, tekin olmayan bir bardaktan içmek, kirli bir suya ayağını sokmak, elleri kirli bir kadına veya kıza bakmakta oluyor  Baş ağrısı geçirmek için yapılan sihir şöyle: Hastanın bir figü­rünü yap, güneş doğmadan bir bitkiyi yerinden sök, onun köklerini al, henüz sıçrayamayan bir keçinin kılını al, bununla hastanın başı­nı, boğazını bağla. 
Baş ağrısı bu insanın vücudundan rüzgar tarafından savrulan saman gibi uçsun gitsin, bir daha yerine gelmesin, gökte yerde büyülenmiş olsun de.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder